Yazar feyyaz ·
1 Yorum ·
2585 Okunma ·
“İlk” yazımın ardından içtenlikle merhaba der, okumayı tercih ettiğiniz için teşekkür ederim(!) Direk marjinal konulara girmek yerine güncel alıştırmalar yapalım istedim. Elbette sizlerin dile getirmemi istediğiniz mevzuları da yazacağım. Yazılar okunup yorumlanırsa(!)
Ocak ayının ikinci dilimi bildiğiniz üzere yüksek lisans başvurularının yapıldığı meraklısına işkence dolu günlerle doludur. “Yahu yapacaz da nassı yapacaz” sorusuna “Torpillileri alıyolla” , “Adam ALES’ten 1244 almış yapamamış”, “Solcuları alıyolla”, “Cemaatçileri alıyolla”, “Baksana kuyrukta 3bin kişi var sana mı sıra gelcek seni mi alacaklar gel gidelim bişeyler içelim” gibi cevap ve önerilerle, vıcık vıcık utanç dolu günler…
Yüksek lisansa başvurmak KPSS’ye çalışmak gibi gizli yapılan kuyrukta ev arkadaşını görüp “Sen de mi?” , “Asıl sen de mi?” diyaloğunun yaşandığı bir insanlık sınavıdır. İnsanlarda bu evre üniversite hayatının bitimine yakın “üniversite bitince hayat sona mı eriyor?” endişesi, kısacası yıllara meydan okuma savaşı olarak başlar; hiç bitmez. Giriş kısmında arkadaşlarımızın yüksek lisans der demez karşılaştıkları teorilerdeki gerçeklik payını, başvuruda mülakat var mı yok mu öğrenerek test edebilirsiniz. Mülakat var ise her teoriye açık bir ortam vardır. Alternatifiniz var ve torpiliniz yoksa mülakat olmayan üniversitenin hayallerini daha bir yüceltin.
Yüksek lisans başvurularında enstitülere irtifa kaybettiren gözlemlerim olmadı değil. İstanbul Üniversitesine başvururken rektörün bir demecini görüp “vay be torpil yok, aferin vizyon bu olmalı” dedim. Rektör, master için farklı üniversitelerden öğrencilere öncelik verilmeli ki vizyon değişsin, zenginleşsin demişti. Ağustos ayında sırada yakalaşık üçbin kişi ile beklerken aklımda hep bu söz vardı. Dil sınavı, kriterlere göre elemeler derken 17 kişi kaldık.Sadece iki öğrenci farklı üniversitedendi. Başarılı bir mülakat geçirsek de ilk 11’e giremedik.
Bir çok üniversitede ispatladığım şu teorim hele hele üniversitede kalmak isteyenler için gerçekten çok vahim(!) Yüksek lisans yapan ve üniversitede kalan arkadaşlarımız yani yaş olarak yakın olanların %80’i bayan, bu bayanların hepsi 1.80 ‘in üzerinde boyda vücut ölçüleri de gayet yerinde. Allah muhafaza kriterlerden biri buysa bir daha düşünelim. “ALES’ten 90 aldım” diye motive olmak yerine “Benim onlardan neyim eksik” demek daha yararlı olacaktır. Üniversitelerde bu arkadaşlara bazen kaza ile ders anlattırdıkları da olur ama en tehlikeli oldukları yer sınav salonlarıdır. Hadi gel de konsantre ol(!) Bu işin şakası ama her şakada da bir gerçeklik payı vardır. Zira birçok arkadaşımla üniversite anılarımızı paylaşırken derinleşen anılar “Bizim fakültede bir asistan vardı of of of…” cümlesinde kesişir.
Yüksek lisansa yapmak istiyorsanız tüm bu teorilere kulaklarınızı tıkayınız. Ben bunun acısını çekmiş biri olarak kendimden bir örnek vereyim. ALES’e çevrilmiş hali 88 olan puanla başvuru yapacakken bir arkadaşım bana “bende o civarda aldım yedek bile olunmuyor boşa başvurma” dedi, inandım,başvurmadım. Korkudan o puan seneler içinde yandı gitti.. Daha sonra öğrendim ki 70-75 aralığında alıp da yapanlar çok olmuş. Dikkat etmeniz gereken üniversitenin sizden ne istediğidir. Kriterleri karşılıyorsanız benim gibi korku ile uzak durmak yerine başvuruda bulunun.
Öğretmen arkadaşların birçoğu yüksek lisansı tayin vesilesi olsun diye yaparken bir çoğu konudan haberdar değil. Konu ile ilgili bilgi almak isteyenlere ücretsiz danışmanlık yapılır.Başvurularınızda dikkat etmeniz gereken konu diploma notunuzun üniversiteniz tarafından yüzlük sisteme çevrilmesidir. Yine kendimden bir örnek ile açıklamaya çalışayım.Diploma notum dörtlük sistemle hesaplandığı için başvurularda her üniversite diploma notumu farklı bir puana çevirdi. Genelde bu puan 69-70 civarındaydı. Fakat üniversiteme başvurunca öğrendim ki diploma notumun çevrilmiş hali 81’miş. Bu hata düzelince bende ilk başvurduğum yere kabul edildim.
Korkmayın ve başvurun. Sizin onlardan neyiniz eksik(!)
Çok yakında farklı konularla göz ucunuzda olmak dileğiyle…
"Yüksek Lisansta torpil dönüyor." söylemine katılmamak elde değil. Ne yazık ki pek çok konuda böyle bir ülkeyiz. Çok acı olsa da işler böyle işlemeye alışmış. Güzel bir bayan olmakta ayrı bir avantaj!
Dediğin gibi pek çok kişi yüksek lisansı özür durumundan atama yaptırabilmek için tercih ediyor, zaten buna zemin hazırlayanda abartı şekilde tezsiz yüksek lisans öğrencisi alan fakülteler oluyor. Belki gün gelecek bende yapacağım, Allah bilir.
Yazı için teşekkürler, bir sonraki yazında şu başlıklara değinebilirsen daha çok bilgi verebilecek bir yazı ortaya çıkacağını düşünüyorum (Bu yazının giriş yazısını olduğunu var sayarak) :
1) ALES'e nasıl hazırlanalım,
2) ALES puanımız açıklandıktan sonra nasıl bir yol izleyelim,
3) Üniversiteleri nasıl takip edelim, hangi üniversitelerde daha çok şansımız olabilir,
4) Hangi üniversitelerde yabancı dil şartı varken hangilerinde yoktur, hangileri yüksek lisans döneminde yabancı dili vermeyi şart koşuyor,
5) Yüksek Lisans masraflı bir iş midir?
6) Yüksek lisansı ne amaçla yapmalıyız?
Bu sitede yer alan dok�manlar internet ortam�ndan derlenerek sizlere sunulmaktad�r. Sitemiz forum sistemi �zerine kurulu oldu�u i�in �yelerin payla�t�klar� dok�manlar� kontrol etme olana��m�z d��mektedir. E�er her hangi bir dok�man�n telif haklar�n� ihlal etti�ini d���n�yorsan�z l�tfen asl�n� ispat ederek (resmi belge ile) bizimle ileti�ime ge�iniz. Bizim haz�rlad���m�z e�itim dok�manlar�nda ek bilgi yer almaktad�r. Bu dok�manlar� ticari ama� g�tmemek �art�yla kullanabilir ve payla�abilirsiniz. Te�ekk�rler.